Emânet ettim kendimi huzurun çağrısına
Düştüm kapının ince tınısına
Kapandım mâklûkun sol koluna
İçeriden girdim de gönlün altın sandığında sıkıştım.
Günahın darbesinde, bir cellâtın tahtasına serildim
Yoğruldum da tanıdım, kanatlarının sığa bakan yamaçlarını
Sıcak sularda ezildim de nefesin sillesine kavuştum
Yontuldum ama fîganın kuyruğunda battım
Ucuna bağlandım da, avazımı tarttım
Düğümlendim de çözüldüm kancanın sahte kilitlerinden
Yerindibinde sebebin kılıcında kanadımda, çekildim
Uçuk görünenleri dibe vurdumda
Bir küçük kancaya takılıp soğuk sularda boğuldum.